13 Ekim 2025 Pazartesi

Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri-Yılmaz Parlar

  

Aydınlar Ocakları 53. Şura'sında Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri Konuşuldu

Aydınlar Ocakları'nın 10-11-12 Ekim 2025 tarihlerinde düzenlediği 53. Şura Toplantısı'nın ikinci gününde, Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel ve Op. Dr. Tuğrul Kihtir önemli konuşmalar yaptı. İki konuşmacı da, Türk tarihi, kültürü ve birliği üzerine yaptıkları vurgularla dikkat çekti.

Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel: "Türk Birliği'nin Temel Taşını Kadınlar Döşeyecek"

Tarihçi Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, Kazakistan'da geçirdiği yıllara değinerek başladığı konuşmasında, Türk tarihinde kadının merkezi rolüne dikkat çekti.

Kadın ve Erkek Yan Yana: Türk kültürünün, kadın ve erkeği doğuştan gelen özelliklerine göre hayatı paylaştıran bir yapıya sahip olduğunu belirten Yücel, "Biz hep yan yana, gönül gönüle gidiyoruz" dedi.

Tarihi Misyon: Türk milletinin aynı yüzyılda farklı coğrafyalarda birden fazla devlet kurabilen tek millet olduğunu ifade etti.

Kadın Ailenin, Aile Devletin Teminatıdır: "Bugün burada olan herkesi yetiştiren kadındır" diyen Yücel, kadını ailenin, aileyi ise devletin teminatı olarak tanımladı. Kültürün ve değerlerin aktarımında kadının birinci derecede rol oynadığını vurguladı.

Türk Dünyası Kadınlar Birliği: Kurduğu Türk Dünyası Kadınlar Birliği ile farklı coğrafya ve mesleklerden kadınları bir araya getirdiklerini anlattı. "Balkanlardan Tanrı Dağları'na kadar her coğrafyadan kadın 'buradayız' diyor" ifadesini kullandı.

Çağrı: Kadınların annelik misyonu ve toplumu bilinçlendirmedeki rolüne işaret eden Yücel, "Kadınlar olarak Türk birliğinin oluşmasında en önemli rolü kadınların oynayacağına yürekten inanıyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

Op. Dr. Tuğrul Kihtir: "Türk Tarihi 24 Bin Yıllıktır, Genetik Bunu Kanıtlıyor"

Op. Dr. Tuğrul Kihtir ise yaptığı çarpıcı konuşmada, Türk tarihinin kökenlerine ve genetik biliminin bu konudaki kanıtlarına odaklandı.

Tarihin Çarpıtılması: Türk tarihinin 1071'le sınırlandırılmasına tepki gösteren Kihtir, Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu'nu kurarak Türk tarihini "saklandığı kutudan çıkardığını" ancak 1941'de müfredattan kaldırılarak Avrupa merkezli tarihin okutulmaya başlandığını iddia etti.

Anadolu'nun Kadim Türk Yurdu: Anadolu'daki Göbekli Tepe, Karaz ve Kur-Aras kültürlerinin Türkler tarafından kurulduğunu öne sürdü.

Genetik Kanıtlar: "Genetik yalan söylemez" diyerek, genetik araştırmaların Türklerin antropolojik ve genetik yapısının günümüzden 24.000 yıl önce Altay-Sayan bölgesinde (Angara Nehri civarı) şekillendiğini gösterdiğini belirtti.

Türkler, Asya'nın Beyazlarıydı: Türklerin "Asya'nın beyazları" olduğunu ve Avrupa'nın genetik havuzunun büyük ölçüde Türk kökenli gruplar (R1b gibi) tarafından şekillendiğini, bu genetik izlerin Almanlardan İngilizlere kadar birçok toplumda görüldüğünü iddia etti.

Etrüskler ve Diğer Bağlantılar: Etrüsklerin Türk kökenli olduğunu, tanrıçaları "Turan"ın isminin bunun kanıtı olduğunu savundu. Ayrıca Koreliler ve Japonların da ana Türk kitlesinden ayrılmış boylar olduğunu öne sürdü.

Çin Kültürüne Etki: Çin kültüründeki Gök Tanrı inancı gibi unsurların Türklerden geçtiğini iddia ederek, Türk medeniyetinin kadim ve kurucu rolünü vurguladı.

Şuranın ikinci günü, Türk milletinin geçmişinden güç alarak geleceğe yönelik perspektiflerin, hem sosyolojik hem de tarihsel-genetik boyutlarıyla masaya yatırıldığı canlı tartışmalara sahne oldu.

"Bir Sevdadır Ülkü" Belgeseli Türk Dünyasında Büyük Yankı Uyandırdı

 Nusret Esi’den Anlamlı Vefa

Belgeselin yapımcısı Nusret Esi, bu çalışmanın temelinde ağabeyi Aydın Esi’nin mücadelesinin yattığını vurguladı. 12 Eylül darbesinde gördüğü işkenceler sonucu hayatı değişen Aydın Esi’nin anılarını yazıya döktüğünü belirten Nusret Esi, onun vasiyeti üzerine kitabı değil, filmi hayata geçirdiğini söyledi:

“Rahmetli ağabeyim bana ‘Bu kitabı bastır’ demişti. Ben de ona ‘Abi Türkiye’de kitap az okunuyor, bu film olur’ dedim. O da ‘Tamam film çek’ diyerek onay verdi. İşte bu belgesel, onun emaneti olarak doğdu.”

Çok sayıda birbirinden değerli konuşmacıların ardından plaketler takdim edildi. Toplu aile foto çekimi ve Türk muziği konseyle ikinci gün son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

26 Eylül 2025 Cuma

ÖKHD Türk Dünyasının Gururu-Yılmaz Parlar

  

Özbek Kadın Hakları Derneğinden Işıltılı Gece

ÖKHD 4. Yılını Görkemli Bir Törenle Taçlandırdı

Yalnızca bir resepsiyon değil, Türk dünyasının kadınlarının cesareti, azmi ve gönül gücüyle yazılmış unutulmaz bir başarı öyküsüdür.

Bu gece; kadınların birliği, toplumların geleceği ve insanlığın onuru adına tarihe değil, destanlara geçecek nitelikteydi.

Azade (Ozoda) İslamova ve Jamila Shermuhamedova'dan Türk Kadınının Çelikten İradesi ve Yüreklerdeki Tomris Ruhu, Geceye damga vurdu.

Başkanlığını, 2025 yılı Altın İnsan Ödülü’ne layık görülen, kadın haklarının yılmaz savunucusu, Türk dünyasında “Tomris Hatun” unvanıyla anılan Azade (Ozoda) İslamova’nın yaptığı Özbek Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), 4. yılını İstanbul’un en görkemli mekânlarından Beylerbeyi Uçar Garden Bosphorus’ta unutulmaz bir resepsiyonla kutladı.

Geceye katılanlar; bir yandan Boğaz’ın muhteşem manzarasına, diğer yandan da sanatın ve kültürün en seçkin örneklerine tanıklık etti.

Bu büyüleyici gece; yalnızca bir kutlama değil, kadın dayanışmasının, kültürel zenginliğin ve vatan sevgisinin görkemli bir şöleni olarak kayıtlara geçti.

Coşkulu konuşmalarıa sahne olan gecede, Türk dünyasının renkleri Boğaz'ın incisi Beylerbeyi'nde birleşti. Vatan Onuru nişanları sahiplerini buldu, geceye damga vuran mesaj ise netti: "Biz birlikteyiz, birlikte güçlüyüz!"

Müzik, Sanat ve Gönüllere Dokunan Sözler

Konuklar, Duo Grup İkili’nin zarif müzik dinletisiyle karşılandı. Sunuculuğu Av. Dilnoza Tashkhodjaeva ve şair-yazar-ses sanatçısı Kasım Alper Özdemir üstlenidi.

Azade (Ozoda) İslamova, Kadınların Umut Işığı

Açılış konuşmasını yapan Başkan Azade İslamova, duygu dolu ve güçlü mesajların içerdiği konuşmaya imza attı. Mana yüklü konuşması mekanda yankı uyandırdı;

"Bir Kadının Yaşadığı Hayat Sınavından Doğan Bir Hareket"

İslamova, “Bugün gördük ki Türk kadını asla yalnız değildir. Dayanışmanın, inancın, vatanseverliğin ne demek olduğunu hep birlikte bir kez daha gördük. Dayanışma, inanç ve fedakârlıkla yürüdüğümüz bu yol; binlerce kadına umut ışığı oldu. Dokuz binden fazla kadına ulaştık ve her birine hayatlarında yeniden başlama cesareti verdik.

ÖKHD'nin kuruluş felsefesini, "Bir kadının yaşadığı hayat sınavından alınarak doğmuş, inanç ve vicdan temelinde bir sivil toplum hareketidir" sözleriyle özetleyen İslamova, Biz yalnızca bir dernek değil; kalpten inanan insanların, gönül birliğiyle kurduğu bir umut hareketiyiz

“Birlikte umut oluruz, birlikte değişim yaratırız, birlikte iyileşiriz.”

Bu sözler, dakikalarca süren coşkulu alkışlarla karşılandı.

Özbekistan Milletvekili Jamila Shermuhamedova ise yaptığı samimi ve coşkulu konuşmada, Türk dünyasının birliğine vurgu yaptı.

Jamila Shermuhamedova, Türk Dünyasının “Millet Annesi”

Gecenin bir diğer zirve noktası, Özbekistan milletvekili, akademisyen ve toplum önderi Prof. Dr. Jamila Shermuhamedova’nın konuşmasıydı. Türk dünyasının kültürel birliğini, kadınların dayanışmasını ve Atatürk ile Erdoğan’a duyduğu sevgiyi içten ifadelerle dile getiren Shermuamedova, mekanda duygusal anlar yaşattı.

Uzun yıllardır kadın ve çocuklara yönelik çalışmalarıyla tanınan Shermuhamedova; “Cumhuriyet Bilge Kadınlar Hareketi” üyesi olarak ve Özbek Kadın Hakları Derneği’nin onurlu üyesi sıfatıyla “Millet Annesi” unvanına layık görülmüş, bu özel gecede ise “Vatan İftiharı” ödülüyle taçlandırıldı.

Defileler, Ritüeller ve Vatan Onuru Nişanları

Gece, yalnızca konuşmalarla değil, Türk dünyasının kültürel zenginliklerini yansıtan defileler, halk oyunları ve geleneksel ritüeller ile görsel bir şölene dönüştü.

Türk Dünyasının millî kıyafetlerinin zarif defilesi ve “Özbek Gelin Selam Merasimi” katılımcılara adeta zamanda bir yolculuk yaşattı.

Ayrıca, toplum için özveriyle çalışan isimlere “Vatan Onuru Nişanları” takdim edildi. Bu ödüller, yalnızca bireylere değil, birliğe ve fedakârlığa verilen değerin nişanesi oldu.

Onurlandırılan İsimler, Fedakârlığın Simgeleri

Yılmaz Parlar-Gazeteci Kitle iletişim alanında yürüttüğü etkin çalışmaları, “Vatan İftiharı” ödülü.

Monik İpekel – İnsanlık ve şefkatin timsali olarak “Vatan İftiharı” ödülü.

Barno Yuldashbekova – Dört yıl boyunca gönüllü hizmetleriyle kadınlara ve kız çocuklarına umut olduğu için onurlandırıldı.

Derneğin Yükselen Misyonu

Özbek Kadın Hakları Derneği, yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değil; gönüllülük, vicdan ve inanç temelleri üzerinde yükselen bir umut hareketidir.

Az sayıda gönüllüyle başlayan yolculuk, bugün binlerce kadının ve çocuğun hayatına dokunan büyük bir aileye dönüşmüştür.

Dernek, yalnızca Özbekistan ve Türkiye’de değil, Türk dünyasının dört bir yanında gönül köprüleri kurmayı, kadının sesi olmayı ve gelecek nesillere umut bırakmayı hedeflemektedir.

Türk dünyasının kadınları, Tomris Hatun'un mirasını omuzlarında taşıyarak, sadece kendi hakları için değil, tüm bir coğrafyanın geleceği için mücadele ediyor. ÖKHD, bu uğurda atılmış en anlamlı adımlardan biridir.

Sadece bir yıl dönümü kutlaması değil, Türk kadınının asil ruhunun, diriliğinin ve yükselişinin bir manifestosuydu. İzleyen herkes, tarihe tanıklık etmenin derin heyecanını yaşadı.

Dans eğlence muhteşem gece. 4. yıl pastası kesildi.

Kadınların umudu, Türk dünyasının kardeşliği ve insanlığın onuru için yazılmış altın harflerle bir başarı hikâyesidir.

Azade İslamova ve Jamila Shermuhamedova gibi öncü kadınlar, bizlere yalnızca örnek değil, yol gösterici bir ışık oldular.

İşte bu ışık, geleceğin daha adil, daha güçlü ve daha umutlu bir dünyasına giden yolun meşalesidir.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Haziran 2025 Perşembe

Tabiatın Kucağında Geleceği Şekillendiren Vizyon-Yılmaz Parlar

   

Tabiatın Kucağında Geleceği Şekillendiren Vizyon


Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği yönetimi, 04 Haziran 2025 Çarşamba günü Polonezköy’ün eşsiz yeşil doğasında bir araya gelerek kadın haklarına dair anlamlı yeni projelerini masaya yatırdı.

Toplantının ana gündemi, kadın haklarını koruma kılavuz kitabının içeriklerinin belirlenmesiydi.

 “Zihinler tabiatla açılır” düşüncesinden yola çıkarak düzenlenen bu özel toplantı, aynı zamanda yeni projelerin temelinin atıldığı ve kadın haklarını koruma kılavuz kitabının içeriklerinin titizlikle belirlendiği bir fikir kampına dönüştü.

Yeni projelerine ve özellikle de merakla beklenen "Kadın Haklarını Koruma Kılavuzu" kitabının içeriğine son şeklini verdi. Doğanın kalbinde yapılan bu anlamlı buluşma, zihinleri açarak kadın hakları konusunda yepyeni fikirlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladı.

Piknik havasında geçen buluşma, hem verimli tartışmalara hem de derneğin gelecek vizyonuna ışık tuttu.

Günübirlik bir piknik havasında gerçekleşen toplantı; doğayla iç içe, özgürlük hissi uyandıran bir ortamda hem üretkenliğin hem de dayanışmanın en güzel örneklerinden birine sahne oldu.

Kadın Haklarının Yol Haritası Belirleniyor

Toplantının odak noktası, kadınların toplumsal haklarını hem hukuksal hem kültürel düzlemde daha net bir şekilde tanımlayan, farkındalık oluşturan ve yol gösteren “Kadın Haklarını Koruma Kılavuz Kitabı” oldu.

Dernek, hazırlayacağı "Kadın Haklarını Koruma Kılavuz Kitabı" ile hem Özbekistan’da hem de uluslararası arenada kadınların hak arayışına rehberlik edecek.

Kadınlara yönelik şiddetten sosyal hayatta eşit temsil hakkına, eğitimde fırsat eşitliğinden ekonomik özgürlüğe kadar birçok başlıkta çözüm odaklı içerikler tartışıldı ve kaleme alındı.

Bu kılavuz, yalnızca yasal hakları değil, aynı zamanda kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda güçlenmesine yönelik stratejileri içerecek. Toplantıda, kitabın içeriğinin "kadın dayanışması, hukuki destek mekanizmaları ve toplumsal cinsiyet eşitliği" temaları üzerine inşa edilmesi kararlaştırıldı

Ozoda İslamova, Vizyoner Bir Lider, Bir Işık

Bu tarihi buluşmanın mimarı, Dernek Başkanı Ozoda İslamova, enerjisi, öngörüsü ve kararlılığıyla bir kez daha takdir topladı.

Kadın hakları konusundaki engin bilgisi ve stratejik duruşuyla “vizyoner lider” tanımını bir kez daha hak etti.

Yıllardır kadınların sesi olan, onların gücünü toplumun merkezine taşıyan İslamova, sadece Özbekistan’da değil, Türkiye’de de dikkat çeken bir figür haline geldi.

Bu özverili çalışmaları ve uluslararası düzeyde fark yaratan projeleriyle Derneğin başkanı Ozoda İslamova, yıllardır sürdürdüğü enerjik, kararlı ve ilham verici çalışmalarıyla kadın hakları mücadelesinde bir sembol haline geldi.

Bu başarıların bir yansıması olarak, 2025 yılı Türkiye Altın İnsan Ödülü’ne layık görülen İslamova, kadınların sesini duyurmadaki azmiyle bir kez daha taçlandırılmıştı.

Bu ödül, yalnızca bir başarı sembolü değil, aynı zamanda kadınların değişim gücünün tescili olmasıydı.

Kadınların Gücü, Doğanın Sesiyle Buluştu

Polonezköy’ün yeşiliyle bütünleşen bu anlamlı toplantı, yalnızca fikirlerin değil umutların da yeşerdiği bir gün oldu. Kadınlar arasında kurulan dayanışma bağı, ortaya çıkan yaratıcı fikirler ve ortak hedefe duyulan inanç, geleceğe dair umutları güçlendirdi.

Toplantıda konuşan İslamova,"Kadın hakları, insan haklarıdır. Bu kılavuz, yalnızca bir kitap değil, bir manifesto olacak. Amacımız, tüm kadınların haklarını öğrenmesi ve savunması için güçlü bir araç sunmak"dedi.

Bu buluşma; “birlikten kuvvet doğar” sözünü en güzel haliyle yaşatırken, Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği’nin misyonunu da bir kez daha gözler önüne serdi.

Kadınlar için daha adil, daha eşit ve daha özgür bir dünya.

Ozoda İslamova Yalnızca bir lider değil, yol gösteren bir yıldız olarak, özverisinin ve kararlılığının ışığı, sadece Özbek kadınlarını değil, tüm dünyadaki kadınları aydınlatmaya devam ediyor.

İslamova'nın kadın hakları konusundaki tutkusu ve derneğin hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığı, tüm yönetim üyelere ilham verdi.

yilmazparlar@yahoo.com

13 Nisan 2025 Pazar

Özbek Kadın Hakları Derneği 4 Yılda 7000 Kadının Hayatına Dokundu-Yılmaz Parlar

  Türk Dünyasının Gururu, “Tomris Hatun” Ozoda İslomova


Özbek Kadın Hakları Derneği  Başkanı Ozoda İslomova Türk Dünyasının Umudu Kadınlar İçin Çalışan  Bir Lider


Özbek Kadın Hakları Derneği 4 Yılda 7000 Kadının Hayatına Dokundu

Demir anlamına gelen Tarihte ilk kadın hükümdar olan “Tomris Hatun” ismiyle çevresinde anılan Kadın Haklarının Güçlü Sesi, Özbek Kadın 

Hakları Derneği Başkanı Ozoda İslomova’dan Uluslararası Başarı Öyküsü



4 Yılda 7.000 Kadına Ulaşan Örnek Çalışmalar

Kadınların sesi, hakkı ve geleceği için bir umut ışığı yakan Özbek Kadın Hakları Derneği, kısa sürede attığı büyük adımlarla yalnızca Özbekistan’da değil, tüm Türk Cumhuriyetleri’nde ve hatta uluslararası arenada yankı uyandıran bir başarı hikayesine dönüştü. Derneğin kurulduğu günden bu yana geçen yalnızca 4 yılda tam 7000 kadının hayatına dokunulması, bu başarının en somut göstergesi…

7.000’den fazla kadına eğitim, istihdam, hukuki destek ve Ramazan erzak yardımı gibi kritik hizmetler sunarak büyük bir sosyal dönüşüme imza attı. Dernek, başkanları Ozoda İslomova öncülüğünde yalnızca Özbekistan’ın değil, tüm Türk cumhuriyetlerindeki kadınların haklarını korumak ve güçlendirmek için çalışıyor.

Uluslararası Boyutta Hizmet
Türk dünyasındaki kadınların sesi olmayı hedefleyen dernek, sponsorların desteğiyle daha büyük projelere imza atmayı planlıyor.

Eğitim, İstihdam ve Hukuki Destek Kadınlara Umut Olan Dernek

Eğitimden ekonomiye, hukuki danışmanlıktan acil yardıma kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Özbek Kadın Hakları Derneği, kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta aktif rol alması için mücadele ediyor.

Ramazan aylarında da binlerce aileye erzak yardımı ulaştırarak sosyal dayanışmanın örnek adresi haline geldi.

Bu başarıların arkasında ise vizyoner bir lider duruyor:

Ozoda İslomova, Cesaret ve Özverinin Lideri
Derneğin başkanı Ozoda İslomova, kadın hakları konusundaki kararlı duruşu ve vizyoner liderliğiyle takdir topluyor.



Bir Liderden Fazlası, Ozoda İslomova

Sadece güçlü bir kadın hakları savunucusu değil; aynı zamanda toplumun her kesimine umut ve cesaret veren ilham verici bir figür. Onun önderliğinde şekillenen bu yolculuk, kadınların sesini daha gür çıkarmasını, haklarını bilmesini ve yaşamlarını kendi ayakları üzerinde inşa etmelerini mümkün kıldı.

İslomova’nın samimiyeti, kararlılığı ve kapsayıcı vizyonu, derneği kısa sürede uluslararası düzeye taşıdı. Artık dernek sadece Özbekistan’da değil, Tüm Türk Cumhuriyetleri’nden kadınların haklarını koruma misyonuyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Uluslararası arenada da ses getiren projelere imza atıyor. İslomova’nın azmi ve kadın dayanışmasına inancı, Özbek kadınlarının geleceği için umut olmaya devam ediyor.

Gönüllü Destek ve Sponsorlarla Daha Güçlü Projelere Doğru

Bugüne kadar gönüllülerin ve destekçilerin katkılarıyla yürütülen çalışmalar, sponsorların da desteğiyle daha büyük ve kalıcı projelere dönüşmek üzere. Eğitim merkezleri, kadın sığınma evleri, mesleki gelişim atölyeleri ve çok daha fazlası artık hayal değil.

Kadınlar için daha adil bir gelecek hedefiyle yola çıkan Özbek Kadın Hakları Derneği ve Başkan Ozoda İslomova, destekçileri sayesinde çok daha güçlü projelere imza atacak.

Daha fazla kadına ulaşmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yeni adımlar atmayı hedefliyor.

Türk Dünyasının Kadınlarına Umut Oluyorlar
Tüm Türk cumhuriyetlerindeki kadınların haklarını savunan, 
Mecidiyeköy Kerven Geçmez Sokak Keskin İş merkezindeki dernek, kardeş ülkeler arasında dayanışmayı güçlendiriyor. Özbek Kadın Hakları Derneği ve Başkanı Ozoda İslomova, yaptıkları örnek çalışmalarla takdir topluyor, kadınların hayatına dokunmaya devam ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com

26 Ağustos 2024 Pazartesi

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu -Ağustos 2024 Toplantı-Yılmaz Parlar

  

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu’nun Florya’da Gerçekleştirdiği Geleneksel Toplantı

Başkan Fazilet Patır’dan Birlik ve Dayanışma Mesajı

25 Ağustos 2024 Pazar günü, Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu’nun geleneksel aylık toplantısı, Florya’da Hak Evrensel Hatay Sofrası’nda coşkulu bir katılımla gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Fazilet Patır, katılımcılara güçlü bir birlik ve dayanışma mesajı verdi.


Birlik ve Dayanışmanın Gücü

Başkan Fazilet Patır, konuşmasında kadınların karşılaştıkları zorluklar ve ayrımcılıkla mücadele etmenin en etkili yolunun, kadınlar arası dayanışmadan geçtiğini vurguladı. “Kadın kadının yurdu olmalı” diyerek, platformun temel felsefesinin bu birlik ve dayanışmayı bilince çıkararak cinsiyet eşitliğini teşvik etmek olduğunu ifade etti. Patır, platformun kuruluş amacı olan “kız kardeşlik” kavramını ön plana çıkararak, birbirine destek olan kadınların gücünü hatırlattı.



Değerli Misafirlerle Zenginleşen Toplantı

Toplantıya, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarından birçok önemli isim katıldı. İnsan Kaynakları Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Düzey Yöneticileri Derneği (CEO) Başkanı, Türk Amerikan İş İnsanları Derneği Başkanı, ve Acil İhtiyaç Projesi Başkanı gibi konuklar, platformun etkinliklerine katkıda bulundular. Başkan Patır, bu kıymetli isimlerle bir araya gelmenin platform üyeleri için büyük bir şans olduğunu belirtti.



Yardım Faaliyetlerinde Öncü Bir Platform

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu, kadınların sosyal ve ekonomik yaşamda daha güçlü bir yer edinmeleri için çeşitli yardım faaliyetlerinde de aktif rol alıyor. Platform, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında kadınlara destek olmayı amaçlayan projeler geliştiriyor. Bu çalışmalar, toplumda örnek teşkil ediyor ve birçok kadının hayatına dokunarak onları cesaretlendiriyor.

Kadınlar İçin Daha Güzel Bir Gelecek

Başkan Fazilet Patır’ın açılış konuşması, Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu’nun vizyonunu ve misyonunu bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya koydu. Dayanışma ve birlikte hareket etme bilincinin altını çizen bu toplantı, katılımcılara hem ilham verdi hem de geleceğe dair umutlarını tazeledi. Kadınların birlikte daha güçlü olacağına dair inanç, toplantının her anına yansıdı



Toplantının Konuk konuşmacısı RASYOTEK- Teknolojik Insan Kaynaklari Bilişim Hizmetleri ve CEO PLATFORM Yönetim Kurul Başkanı Haldun Pak teknoloji, kadın istihdamı ve insan kaynağı yönetimi üzerine önemli açıklamalarda bulundu.

Teknolojide İnsan Odaklı Gelişim ve Kadının Gücü

Haldun Pak, teknolojinin insan kaynakları, kadın istihdamı ve toplumsal gelişim üzerindeki önemini vurgulayarak, RASYOTEK'in bu alanlardaki öncü rolünü ortaya koydu. Kadim kültürden beslenerek, geleceğe yönelik vizyonlarını şekillendirdiklerini belirtti. Pak'ın konuşması, iş dünyasında teknolojinin ve insan odaklı yaklaşımın nasıl birleştirilebileceğine dair önemli ipuçları sundu.



Teknolojinin İnsan Kaynakları Üzerindeki Etkisi

 Haldun Pak, teknolojinin insan kaynakları üzerindeki dönüştürücü etkilerini vurguladı. RASYOTEK olarak, dijitalleşme ve insan kaynakları alanında geliştirdikleri çözümlerle, bugün 1000'den fazla kurumsal firmaya hizmet sunduklarını belirtti. Özellikle kadın ve genç istihdamına yönelik devlet teşviklerinin doğru kullanımının önemine değinen Pak, bu teşviklerin işletmeler için büyük fırsatlar sunduğunu ifade etti.

Kadının İş Hayatındaki Yeri

Pak, kadınların iş hayatındaki yerinin önemini vurguladı ve RASYOTEK'te kadın istihdamının %45 oranında olduğunu belirtti. Kadınların iş dünyasında karşılaştığı önyargıların aşılması gerektiğini savunarak, kadınların iş hayatına kazandırılmasının ekonomik kalkınma açısından kritik olduğuna dikkat çekti.



Uluslararası Projelerde Liderlik

RASYOTEK'in Avrupa Birliği ile iş birliği yaparak lider üretici firma olarak kritik bir projeye imza attığını belirten Pak, bu projede Avrupa'nın tek sağlık platformu olma hedeflerini açıkladı. Pak, insan hayatını iyileştirmeye yönelik yapay zeka tabanlı erken tanı sistemlerini geliştirerek sağlık sektöründe öncü olmayı hedeflediklerini belirtti.

Kadim Kültürden Çağdaş Dünyaya

Konuşmasında, tarihten gelen kadim kültürün modern dünyaya aktarılmasının önemine değinen Pak, hızla değişen dünyada teknolojinin getirdiği hızlı tüketim kültürüne karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Kadın ve erkek rollerinin toplumda dengeli bir şekilde ele alınmasının, toplumsal kalkınmada önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.

Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) Rolü

Haldun Pak, STK'ların toplum üzerindeki etkisine dikkat çekti. STK'ların, bireylerin ve kurumların bir araya gelerek toplumsal sorunlara çözüm aradıkları platformlar olduğunu belirtti. Gelecekte STK'ların öneminin daha da artacağını söyleyen Pak, kamunun, özel sektörün ve bireylerin bir arada çalışmasının gerekliliğini vurguladı.



Diğer konuşmacı TABA AmCham Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı

TABA AmCham Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, yaptığı konuşmada deprem hazırlığı ve toplum bilinci üzerine önemli mesajlar verdi. Sanlı, özellikle afet anlarında bireylerin alması gereken önlemlerden ve bu süreçte sivil toplum kuruluşlarının rolünden bahsetti. Ayrıca, Avrupa’da terörle mücadele ve kalkınma projeleri üzerine de değindi.



"Depreme Hazırlık ve Bilinçlendirme Hayati Önem Taşıyor"

Deprem Hazırlığı

Sanlı, konuşmasında deprem hazırlığı konusunda farkındalık yaratmanın önemine vurgu yaptı. "Evde deprem çantası olan kaç kişi var?" sorusunu yönelterek, bireysel hazırlıkların yetersizliğine dikkat çekti.

Deprem sonrası ilk üç dakikadan itibaren yapılması gereken dört önemli hamleyi vurguladı ve İstanbul için özel olarak geliştirilmiş "34-50" projesinden bahsetti. Bu proje, deprem anında bireysel ve toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyor.



Toplum Bilinci ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü

 Sanlı, devletin afet anında tam teşkilatlı müdahalesinin zaman alacağını belirterek, sivil toplum kuruluşlarının hızla harekete geçmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Özellikle Atlas Derneği’nin Hatay ve Malatya'da depremin hemen ardından sahada bulunduğunu ve bu tür sivil inisiyatiflerin afet sonrası süreçte ne kadar değerli olduğunu anlattı.

Kalkınma ve Terörle Mücadele

Sanlı, Avrupa'nın bazı ülkelerinin terörle mücadelede başarılı örneklerine dikkat çekti. Bu ülkelerin zorlu koşullarına rağmen, disiplinli çalışmayla nasıl kalkındığını ve refah düzeyini artırdığını dile getirdi. Ayrıca, bu konularda yazdığı kitaplardan da örnekler vererek, bilinçlendirme faaliyetlerinin önemini bir kez daha vurguladı.

Sanlı, konuşmasını toplumun her kesimini bilinçlendirmeye davet ederek sonlandırdı. Deprem bilincinin yayılması ve gerekli tedbirlerin alınmasının, olası afetlerde hayat kurtarabileceğini belirtti. "Bu hayatın zamanında hep beraber aşıyoruz" diyerek, toplum olarak birlik içinde hareket etmenin önemine dikkat çekti.



Ayrıca, Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu’nun Başkanı Fazilet Patır pek çok katılımcıya söz vererek Türkiye’de Kadın Girişimciliği ve Ortak Akıl Çalışmaları hiperaktiflik kazandı.

Birlikte Daha Güçlüyüz

Türkiye'deki kadın girişimciler, köy çalışmaları, sivil toplum ve iş dünyası arasındaki bağlar üzerine yapılan bir dizi konuşmada, kadınların ve erkeklerin birlikte çalışarak nasıl büyük başarılara imza attığı anlatıldı. Toplantıda, köyden şehre uzanan girişimcilik hikayeleri, toplumsal yardımlaşmanın önemi ve astrolojinin günlük hayatımıza nasıl etki edebileceği gibi çeşitli konular ele alındı.



Kadın Girişimciliği ve Ortak Akıl

 Toplantıda, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen kadın girişimcilerin başarı hikayeleri paylaşıldı. Özellikle Bursa’dan köy çalışmaları için gelen kadın ve erkeklerin ortak akılla nasıl başarılı projeler gerçekleştirdikleri vurgulandı. Katılımcılar, farklı sektörlerdeki deneyimlerini ve birbirlerine nasıl destek olduklarını anlattılar. Bu dayanışmanın ve imece usulü çalışmanın önemine dikkat çekildi. "İnsan gibi şirket olma vasfını korumak çok kıymetli" ifadesi, kadınların iş dünyasında karşılaştıkları zorluklara rağmen ortak bir bilinçle hareket ettiklerini ve bu sayede başarılı olduklarını gösteriyor.

Sivil Toplum ve Yardımlaşma

Sivil toplum kuruluşlarının rolü ve toplumsal yardımlaşmanın önemi de konuşmaların merkezindeydi. Özellikle Adıyaman'dan gelen yardım projeleri ve restoran zinciri gibi girişimlerin topluma sağladığı faydalar tartışıldı. Katılımcılar, bu tür girişimlerin köylerden şehir merkezlerine kadar geniş bir alanda nasıl etkili olduğunu ve toplumsal dayanışmanın önemini vurguladı.



Astroloji ve Günlük Hayata Etkisi

 Konuşmalarda, astrolojinin ve gökyüzü olaylarının günlük yaşamımıza olan etkisi de ele alındı. Gökyüzü ve yeryüzü arasındaki bağlantıya dikkat çekilerek, insanların bu döngüleri anlayarak hayatlarını nasıl daha bilinçli bir şekilde yönlendirebileceği üzerine fikirler paylaşıldı. "Gökyüzü yeryüzünün aynasıdır" ifadesiyle, bu iki dünya arasındaki ilişkinin önemine vurgu yapıldı.

Toplantıda, kadın girişimciliğinin desteklenmesi, sivil toplum kuruluşlarının rolünün artırılması ve astroloji gibi farklı disiplinlerden gelen bilgilerin hayatımıza entegrasyonu üzerine ortak bir bilinç oluşturuldu. Katılımcılar, birlikte çalışarak ve birbirlerini destekleyerek daha güçlü bir toplum inşa edilebileceğini dile getirdi.



Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu hakkında söz edersek;

 Geleceği Şekillendiren Güç

 Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu, kadınların toplumsal hayatta daha aktif bir rol üstlenmelerine olanak tanıyan önemli bir oluşumdur.

Kadınların potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefleyen bu platform, yenilikçi projelerle dikkat çekmektedir.

Güçlü Bir Dayanışma Ağı

Bu platform, kadınların birbirleriyle bağlantı kurmasına ve deneyimlerini paylaşmalarına olanak tanıyan bir dayanışma ağı oluşturmaktadır. Katılımcılar, farklı alanlarda faaliyet gösteren kadınlarla bir araya gelerek, destekleyici bir ortamda kendilerini geliştirme fırsatı bulmaktadır.

Eğitim Fırsatlarıyla Donanma

Elim Sende, kadınların eğitim almalarını teşvik ederek, kariyerlerinde ilerlemelerine katkıda bulunuyor. Sunulan workshoplar ve seminerler sayesinde katılımcılar, profesyonel becerilerini artırma imkanı buluyor.

İlham Veren Başarı Hikayeleri

Platformda yer alan kadınların başarı hikayeleri, diğer katılımcılara ilham vermekte. Her biri kendi alanında öne çıkan bu kadınlar, hayallerinin peşinden koşmayı ve zorlukların üstesinden gelmeyi örnek alıyor.

Sosyal Farkındalık Yaratma

Elim Sende, sosyal sorunlara dikkat çekerek toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır. Gerçekleştirilen etkinlikler, kadın sorunlarına yönelik çözüm önerileriyle doludur.

Geleceğe Umutla Bakış

Bu platform, kadınlara yalnızca bireysel değil, kolektif bir umut da aşılıyor. Gelecek vizyonu olan kadınlar, birlikte daha güçlü bir toplum oluşturma mottomuzla hareket ediyor.

Değişimin Temsilcisi

Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu, kadınların değişim ve dönüşüm sürecinde aktif birer temsilci olmalarını sağlıyor. Bu anlamda, katılımcıların hayatlarını dönüştüren bir mecra olmayı sürdürüyor. 

Konuşmalar sonrası her biri çiçek olan Elim Sende Vizyoner Kadınlar Platformu’nun kadınlarına çiçek ve Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitap hediye edildi.  Toplantı network ile ve foto çekimleri ile sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com

KAYNAK

4 Eylül 2023 Pazartesi

2. Uluslararası Epigenetik Kongresi -Yılmaz Parlar

   2. Uluslararası Epigenetik Kongresi 

2-3 Eylül 2023 tarihlerinde, Türk Kanser Derneği ve Biruni Üniversitesi Bilimsel Destekleriyle Nutrigenetik ve Epigenetik Derneği tarafından düzenlenen, T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Osmanlı Arşivleri Külliyesi’nde gerçekleşen 2. Epigenetik Kongresine Türkiye’den ve Dünyadan çok sayıda bilim insanı katıldı.



Merve Ulusoy Bilginer’in moderatörlüğünü üstlendiği Kongrede, epigenetik ve genetik faktörlerin etkileşimi ele alındı. Çevresel etkilerin sağlık üzerindeki rolü masaya yatırıldı ve interaktif oturumlar düzenlendi.

Biruni üniversite Rektör'ü Prof.  Dr. Adnan Yüksel'e Türkiye'de kanserin önlenmesinde epigenetik faktörler bakış açısıyla farkındalık yaratan ve Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, Nutrigenetik ve Epigenetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Gülsen Meral açılış konuşması yaptılar.



Emeritus ünvanlı Prof.Mustafa Camgöz, Prof.Kenneth White ve Biruni Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr.Öğr.Üyesi Elif Sibel Aslan gibi alanında çok sayıda uzmanın yer aldığı ve Revna Demirören gibi iş dünyasının önde gelen isimlerin de destek verdiği kongrede açılış konuşmasında Burak Duruman özetle “.Öncelikle Merve Ulusoy Bilginer yanımızda olduğu için sonsuz teşekkür ediyorum. Aynı zamanda halk sağlığına o kadar duyarlı bir kişi ki halkımız adına da şükranlarımı sunuyorum. Iyi ki varız

 

Türk Kanser Derneği Başkanı olarak genetik, epigenetik, Nutrigenetik konularının önemini gerçekten bilerek, Hassas tıbbın kişiselleştirilmiş aslında tıbbın. bundan böyle ulaşılabilinir ve anlaşılabilinir bir şekilde halkımıza aktarabilmesi için bizler de var gücümüzle çalışacağımıza Türk Kanser Derneği olarak emin olunuz. DNA'larımız, kaderimiz değil dediniz. Biz buna çok sevindik. O zaman kanser hastalığı da bizim artık kaderimiz olmaktan çıkıyor

 

Bu konuda bizim için en büyük mutluluk. Epigenetik derneği başkanımızın yıllarını bu konuya adamış Doçent Doktor Gülsen Meral Meral hocamızın geliştirmiş olduğu bu yeni yazılım sayesinde de hastalarımızın bizim için en önemli şey bu ürüne ulaşılabilir olması ve bu bunun anlaşılabilinir olması

 


Onun için bu testlere kavuşmanın da büyük bir sevinci içindeyiz. Şimdi düşünebiliyor musunuz? Bir zaman sonra parmak o genetik gibi bir kartınızın olabileceği ve hastanelere hekimlere gittiğimiz zaman bununla beraber hangi ilaçların yarayacağı, yaramayacağı nasıl bir takvim boyunca nasıl bir tedavi yönteminin en iyi yöntem olabileceğini, bu şekilde hassas ve kişisel tıp diye adlandırdığımız şekilde yapabilmenin mutluluğu içinde olacağız. Her zaman Nutrigenetik, epigenetik derneğimizin ve hocamızın yanında olacağımızı

 


Bununla beraber halkımıza en iyi şekilde bunu ulaştırabilmek için var gücümle çalışacağımızı sizlere de bildiriyorum. Halkımız da bizleri bu konularda takip etsinler

 

Artık her şey DNA'larımızda ve işimiz yeni bir silahımız daha olduğu için çok daha kolay olmuş olacak.” Dedi  ve şimdi işimizin mimarı, epigenetik, derneğimizin başkanı Doçent Doktor Gülsen Meral’i kürsüye davet etdi.

Doç. Dr. Gülsen Meral hayallerinin gerçek olduğunu . Nutrigenetik, epigenetik derneği olarak amacın neydi? Dedi şeklinde konuşmasına başladı. “İstanbul'un güzel atmosferinde, önemli olan temel tıp bilimleri ile klinik bilimleri bir araya getirmekte. Eğer hassassa bu konuşacaksak multidisipliner olmalı. Tek başına hastaslık olmaz. Temel bilimlerdeki hocalarımıza açtığı yolda ışıklarla biz klinisyenler uygulamalıyız kliniklerimizi, çok güzel anlattı. O yüzden çok tebrik ediyorum. Bu kadar mı güzel epigenetik anlatılır? Kronik hastalıklar artıyor. DNA Kader'in değil. E peki kronik hastalık hepimiz bir dokunuyoruz değil mi

 

Ama bazen bakıyoruz. Verdiğimiz tedaviler olmuyor. Yan etkisi oluyor. Gene deniyoruz. Artık şanslıyız. Dünya hassas tıbba gidiyor. Ön görmek, önlemek, kişiselleştirmek ve Prof. Mustafa Camgöz’ün , her zaman dediği gibi katılımcı, öğretmek zorundayız

 

Herkese öğretmek zorundayız. Bunun sayesinde artık farklı genetik çok güzel Burak Duruman’ın söylediği gibi farmakogenetik’le dünyada artık kimi nasıl ilaç kullanacağı

 

Yan etkisinin hangisinin olacağı hangisi olmayacağı çok netleşti. Ama hep şunu vurgulamak istiyorum. Multi disipliner. Muhakkak tek başına olacak bir şey değil. Bu yolculuğu bilenler var bilmeyenler var. Hep bir sözden yola çıkalım”


Kronik hastalıklarda bireye özgü tedavide hassastır. Genetikten Epigenetik adlı ikinci uluslararası epigenetik kongresine hoş geldiniz sözüyle Moderatör Merve Ulusoy Bilginer 

 

“Dünyada alerji, Otoimmün Hastalıklar , Kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet, solunum yolu hastalıkları

 

Demans ve kanser gibi bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların sayısı her geçen gün maalesef artıyor. Bununla beraber bu hastalıkların tedavisi için günümüzde kullanılması kaçınılmaz olan kişiselleştirilmiş tıp hizmetleri yeterli düzeyde henüz değil. Bununla beraber bu hastalıkların aslında işine bakarsanız sağlıklı yaşamın devam ettirilmesi ve korunması genetiğinize uygun beslenme ve yaşam tarzını içeren kişiselleştirilmiş yaklaşım önemi, günümüzde daha da iyi bilinmekte, Time dergisinin kapağında da yer aldığı gibi, kaderiniz değil

Bu sloganla başlayan epigenetik yaklaşımların anlaşılmasıyla beslenme ve insan genetiği ilişkisi öne çıkmıştır. Bu ilişki çevresel faktörlerle birleşince eskiden ailesel yatkınlık diye belirttiğimiz alerjik hastalıklar, kalp hastalıkları, otoimmün hastalıklar ve kanserin aslında kaderiniz olmadığı anlaşıldı. 


Ayrıca genetik yatkınlıkla birlikte Epigenetiğinde kronik hastalıklarda ortaya çıkmasındaki önem

Fazlasıyla belirginleşti. Kronik hastalıkların tedavisi teşhisin kişiye özel planlanması, hastalıklara yönelik önleyici tıbbi hizmetlerin kişiselleştirilmesi

 

Ve bireyin aktif katılımı olarak tanımlanan ana unsurlar halinde açıklanabilir. Bu yaklaşımlar tıbbı herkese aynı şekilde uygulamak yerine kişiye özel tıp uygulamalarını gündeme getirmektedir.

 

Hassaslık öngörücü, önleyici, kişiselleştirmiş ve katılımcı tıbbı kapsar. Geleneksel, tek beden herkese uyan, ilaç biçiminden daha iyi hasta sonuçları ve daha fazla maliyet verimliliği sağlayan önleyici, kişiselleştirilmiş veriye dayalı genler, çevre ve yaşam tarzındaki bireysel değişiklikleri de göz önünde bulundurur. Bu hastalık tedavisi ve önlenmesi için gelişmekte olan bir yaklaşımdır.

 

Kongremiz, kronik hastalıklarda bireye özel tedavide hassas tıbbı uygulamaları, genetik, epigenetik, nutrigenetik, mikrobiyota ve parmak o genetik

 

Bu alanlarda bilimsel araştırma ve geliştirme amaçlı akademisyenleri ve tıp, eczacılık, moleküler biyoloji, genetik öğrencilerinden biyoenformatik

Biyoistatistik öğrencilerine ve bu konuda bilimsel olarak kendini geliştirmek isteyen herkesi bir araya getirmeyi amaçlıyor. Iki gün boyunca kongrenizde on iki oturum gerçekleşecek ve yirmi dört sözel bildiri sunulacaktır.

 

Aralarında İngiltere, Fransa, Mısır'dan da gelmiş olan her biri kendi dallarının uzmanı olan kırk konuşmacının genetik, epigenetik, kişiselleştirilmiş tıbbın, kronik hastalıkların tedavisinde kullanımı, hastalıklara yönelik beslenme ve sporun önemi gibi pek çok konuyu ele alacağı bilgisini de buradan paylaşmak istiyorum sizlerle. Kongremizi gerçekleştirmek için gece gündüz emek veren genetik rehberi genetik derneği yönetimine ve düzenleme kurulundaki tüm arkadaşlarımıza bilimsel programın hazırlanmasında, bilimsel komisyonda görev alan hocalarımıza bu zengin programda emeği geçen tüm kongre bilimsel kuruluna kongremizin bir parçası olarak bilimsel değer katan bildiri sahiplerini ve kabulleri gerçekleştirilen bildiri hakem heyetine teşekkürlerimizi sunuyoruz.

 

Bize kıymetli katkılarını esirgemeyen ve Osmanlı arşivini sağlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof.  Dr. Kemalettin Aydın'a bilimsel desteğini her zaman yanımızda hissettiğimiz çalışmalarımız için kapılarını bize açan Biruni üniversite Rektör'ü Prof.  Dr. Adnan Yüksel'e bu oluşumun fikir babası mimarı Türk Kanser Derneği Başkanı gönül insanı Burak Duruman teşekkürlerimizi sunuyoroz” gibi açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Epigenetik Nedir?

Uzmanların verdiği bilgilere göre;  Epigenetik, DNA dizisinde genotipte bir değişiklik olmadan fenotipte bir değişiklik içermeyen, gen ekspresyonundaki aktif ve inaktif genler kalıtsal değişikliklerin incelenmesidir. 

Epigenetik, hücrelerin DNA dizisini değiştirmeden gen aktivitesini nasıl kontrol ettiğinin incelenmesidir. Epigenetik değişiklikler, genlerin açılıp kapanmasını düzenleyen DNA'daki değişikliklerdir. 

Epigenetik değişim düzenli ve doğal bir olaydır ancak aynı zamanda yaş, çevre/yaşam tarzı ve hastalık durumu gibi çeşitli faktörlerden de etkilenebilir. 

Epigenetik modifikasyonlar, hücrelerin nihai olarak farklılaşarak cilt hücreleri, karaciğer hücreleri, beyin hücreleri vs. haline gelme şekli kadar yaygın bir şekilde ortaya çıkabilir. 

Veya epigenetik değişim, kanser gibi hastalıklara yol açabilecek daha zararlı etkilere sahip olabilir. 

Epigenetik alanı hızla büyüyor ve bununla birlikte hem çevrenin hem de bireysel yaşam tarzının epigenetik değişimi etkilemek için genomla doğrudan etkileşime girebileceği anlayışı da artıyor. 

Bu değişiklikler kişinin yaşamının çeşitli aşamalarında ve hatta sonraki nesillerde yansıtılabilir. Örneğin, insanlardaki epidemiyolojik çalışmalar, doğum öncesi ve doğum sonrası erken dönem çevresel faktörlerin yetişkinlerde çeşitli kronik hastalıklara ve davranış bozukluklarına yakalanma riskini etkilediğine dair kanıtlar sağlamıştır.



Nutriepigenomik alanı, gıda ve epigenetiğin sağlık ve refahı etkilemek için birlikte nasıl çalıştığını araştırıyor. Örneğin, bir çalışma, yüksek yağlı, düşük karbonhidratlı bir diyetin, kromatini açabildiğini ve HDAC inhibitörleri yoluyla zihinsel yeteneği geliştirebildiğini buldu. Diğer çalışmalar, tükettiğimiz gıdalardaki bazı bileşiklerin, onkogenler veya tümör baskılayıcı genler üzerindeki metil işaretlerini ayarlayarak kansere karşı koruyabildiğini buldu. Sonuçta, bilimsel çalışmalar farklı gıdaların epigenom ve sağlık üzerindeki temel mekanizmalarını ve etkilerini ortaya çıkardıkça, epigenetik bir diyet insanları en uygun gıda rejimine doğru yönlendirebilir.

 

yilmazparlar@yahoo.com



Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri-Yılmaz Parlar

    Aydınlar Ocakları 53. Şura'sında Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri Konuşuldu Aydınlar Ocakları'nın 10-11-12 Ekim 2...